Christopher Reeve sinema tarihinde Superman olarak sonsuza dek kanonlaşacak ve bu yine de onun bu rolde ne kadar etkileyici bir aktör olduğunu anlatmaya yetmeyebilir.
O sadece, sahnedeki varlığını vurgulamak için sesini hafifçe yükseltmesi ve mutlak samimiyetiyle elle tutulur hale gelen, gülünç derecede imkansız bir adam olan Superman’i oynamakla kalmıyor; aynı zamanda, çarpmadığı bir mobilya parçası kalmayan ve gözlüklerini burnuna kaç kez soktuğunu bir içki oyunu haline getiren beceriksiz bir odun parçası olan Clark Kent’i de canlandırıyor.
Bazı aktörler için tek bir kişiliği canlandırmak yeterince zorken, böylesine iki zıt kutbu zahmetsizce canlandırmak bir deha harikası. Kıyaslandığında Clark Kent rolünün daha dışa dönük olması nedeniyle daha kolay kotarılabileceği düşünülse de, Reeve’in bunu nasıl yapacağına yine de çok kafa yorması gerekmiş. Reeve’in otobiyografisi Still Me‘de, böyle bir ilham ararken, tarihteki en ikonik screwball komedi parçalarından birine döndüğünü söyledi: Bringing Up Baby filmindeki Cary Grant.
Cary Grant ‘Bringing Up Baby’de Kimi Oynuyor?
Bringing Up Baby‘de Grant, zengin Susan Vance’den(Katharine Hepburn) müzesi için 1 milyon dolar bağış almayı uman bir paleontolog olan David Huxley’i canlandırıyor. Söz konusu bağışı alabilmek için, Susan ve evcil leoparı Baby’nin de dahil olduğu bir dizi talihsiz maceraya sürüklenir ki bu David için çok kötüdür, zira kendisi dalgın profesörün orijinal arketiplerinden biridir. Kitaplardan anlayan ama sokaklardan anlamayan, dinozor kemikleriyle rahatça başa çıkabilen ama canlı hayvanlarla birlikte olmak ya da bir nebze olsun stresle başa çıkmak için tamamen donanımsız olan klasik bir tiptir.
David sırık gibi, çelimsiz ve son derece tereddütlü, en ufak bir provokasyonda kekeliyor ve takılıyor, bazen zar zor tek kelime edebiliyor ve Susan tarafından ezilmesine izin veriyor. Cary Grant’ in tüm zamanların en düzgün yıldızlarından biri olduğu düşünüldüğünde, onu acınası bir şekilde saygınlığını korumaya çalışan bir soytarı olarak görmek performansına geriye dönük yıkıcı bir keyif katıyor; tıpkı mükemmel bir numune olan Süpermen’in gizli kimliğini korumak uğruna gerçek aşkı Lois Lane(Margot Kidder) tarafından durmadan hırpalanmasını izlemenin verdiği keyif gibi.
Cary Grant ve Christopher Reeve’in Karakterleri Benzer Bir Estetiği Paylaşıyor
En belirgin özelliği, Clark Kent ‘in görünüşünün David Huxley’in mükemmel bir kopyası olmasıdır. Önden mükemmel bir şekilde dökülen kaygan siyah saçlar, kalın siyah çerçeveli gözlükler, her iki adamın da sahip olduğu etkileyici uzunluk ve boyu vurgulayan şık takım elbiseler ve rahatsızlık ve endişeyi pantomimleme becerisi. Clark Kent rolünde Christopher Reeve, David’in bir şey anlatmak için elini kaldırışını ve bir başkası tarafından sözü kesilince de hemen indirişini mükemmel bir şekilde taklit ediyor. David’in görsel görünümü büyük ölçüde sessiz komedi ikonu Harold Lloyd’dan esinlenmiştir; yönetmen Howard Hawks , Grant’in Lloyd’a öykünmek için filmlerini izlemesini tavsiye etmiştir ve bu etki açıkça Reeve’in performansına da yansımıştır. Bu karşılaştırma Reeve’in Clark rolüne daha da iyi uyuyor çünkü Lloyd, modern iş dünyasında isim yapmaya hevesli, çocuksu yakışıklılığa sahip sevimli adamları canlandırarak isim yapmıştı ve Clark da sürekli olarak kendini sevimli (tam olarak çekici olmasa da) ve herkese hoş görünmeye çalışan inanılmaz bir işçi olarak karakterize ediliyor.