Belgesel film yapımcılığında etik yeni bir tartışma konusu değil, ancak geçen ay Washington Post’ta yayınlanan ve Matthew Heineman’ın Oscar’a aday gösterilen 2022 yapımı “Retrograde” belgeselinde rol aldığı için Taliban tarafından öldürüldüğü iddia edilen Afgan bir adamla ilgili haberin ardından, kurmaca olmayan film yapımcılarının ahlaki sorumluluklarına ilişkin tartışma bir kez daha alevlendi.
Gazetecilerin aksine, belgesel film yapımcılarının uyması beklenen ve genel kabul görmüş standartlar yok. Kurgusal olmayan kişisel hikaye anlatımına yönelik düzenlemeler mantığa aykırı olabilir. Müdahaleci. Bir yönetmen, gazetecilik standartlarına bağlılığıyla bilinen PBS’in “Frontline” dizisi için bir belgesel üzerinde çalışmıyorsa, duruma göre belirlenen etik kurallar çoğu zaman norm değildir.
Afganistan’dan Çekilirken Yaşanan Kargaşayı Görüntülemek İçin Çalıştılar
“Retrograde” Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’daki 20 yıllık savaşının son aylarını anlatıyor. “Cartel Land” filmiyle 2016’da Oscar’a aday gösterilen Heineman, filmde Amerikan birlikleri Afganistan’dan çekilirken yaşanan kargaşayı görüntülemek için ABD Ordusu Yeşil Berelileri ve Afgan Ordusu’ndan Korgeneral Sami Sadat ile birlikte çalıştı. Yönetmen ayrıca Yeşil Bereliler için çalışan Afgan mayın tarama ekiplerini de filme aldı. Mayın tarama görevlilerinden biri, Justin Bieber lakaplı bir adam, Taliban’ın onu TikTok’ta yaygın olarak dolaşan “Retrograde” kliplerinde gördüğü iddiasıyla öldürüldü.